Beyan Dışı Bırakıldığı İleri Sürülen Kârın Ortaklara Dağıtıldığının Somut Olarak Tespitinin Yapılması Gereği Danıştay Kararı 17-09-2024


Kayıt Dışı Hasılat Stopaj İptali & Beyan Dışı Bırakıldığı İleri Sürülen Kârın Ortaklara Dağıtıldığının Somut Olarak Tespitinin Yapılması Gereği / Danıştay 9.Daire Kararı

20.09.2024

Dava, İnşaat ve taahhüt işiyle uğraşan davacı şirket adına, 2007 yılı hesaplarının iade için verilen teminat mektubunun çözümüne ilişkin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda saptanan beyan dışı gelirin ortaklara dağıtıldığının kabul edilmesi suretiyle, 2008/Nisan dönemi için re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden gerçekleştirilen cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 1. fıkrasında re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt, belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hâllerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi inceleme yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra, aynı maddenin 2. fıkrasının 4 numaralı bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkân vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hâli, re'sen tarh nedeni olarak kabul edilmiş olup aynı Kanun'un 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlenmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin 1. fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu; 2. fıkrasının (2) numaralı bendinde, limited şirket ortaklarının, şirket ortaklığından aldığı kâr paylarının, menkul sermaye iradı sayılacağı, 94/6-b-i maddesinde ise tam mükellef kurumlar tarafından, tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin 2. fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından istihkak sahiplerinin, gelir vergilerine mahsuben, tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiştir.

Yukarıdaki Kanun maddelerinin değerlendirilmesinden, kurum kazançları üzerinden tevkifat yapılabilmesi için kurum kazancından doğan kârın ortaklara dağıtılmış olması gerekmektedir. Olayda, her ne kadar davacı şirket hakkında düzenlenen inceleme raporuna göre matrah farkı tespit edilmiş ise de davacının söz konusu incelemeye göre beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kârını ortaklarına dağıttığı hususunda inceleme elemanı ya da idarece yapılmış somut bir tespit bulunmadığından, dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinde ve yukarıda belirtilen gerekçeyle davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle hükmün onanması gerekmiştir.

İlgili Danıştay Kararı için TIKLAYINIZ.